* Onlar çocuktular, büyümekten korktular.
Düşlere sarmaladılar yüreklerini;
Düş oldular...
* Evvel bir zaman içinde... Ellerin; toprak kokusu. Gülüşün yedi renge boyar gökkubeyi. Bakışında tazecik umut ve bir tutam kahkaha; peşi sıra düştün masalcı bir rüzgarın ardına.
Devlerin puslu gri masalında, senin masalın gökkuşağı inadına. Gel zaman git zaman masal bu ya; bir varmış bir yokmuş... Gelgitlendi masalın; bir vardı(n) bir yok oldu(n).
Gözlerim ne zaman hüznün emanetçisi oldu diye kendine sorarsan; “İnsan büyüdükçe hayalleri küçülür mü?”dediğin an.
* Bir uçurtma kanadında alabildiğine özgürdük, alabildiğine çocuk.
* Bir varmış bir yokmuş hayaller. Evvel bir zamanın içinde sıkışıp kalmışım.
* Bol koşturmacalı saklambaç saatlerinde daimi tentürdiyot acısı çocukluğum.
* Sürgün yedim masalımdan, gerçeklik diyarına. Umutlarım kaçak ben körebe. Göçebe ruhum yolculuk nereye söyle?
* Kendime susayan yanlarıma yağıyor yağmur. Usul usul, ince ince. Damlalar susuzluğumu ve suskunluğumu alsın istiyorum. Kana kana “ben” olmak istiyorum.
* İçimdeki ihtiyarlar heyeti ile içimdeki bücür hararetle tartışmakta! ( Bir ömürlük didişme devam ediyor ... )
* Sen yine de inan çocuk; sancıyan bir gecenin sabahında güneş düşlerine doğacak herşeye inat!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder