28 Mart 2009 Cumartesi

Bir Ömürlük Mevsim


Kaç mevsim geçti; sol yanıma sen düşeli sevdiğim?...

Ben en çok, ellerim ellerinin arasında karşıladığımız mevsimleri sevdim. Aynı şehirde beraber ıslandığımız yağmurları sakladım gözbebeklerimde. Sensiz şehrimde yağan yağmurla firar ettiler.

İlkbahar, yaz, sonbahar, kış… Bir bir geçiyor mevsimler.

İlkbaharda yeşille raks eden kaç ağaç başımızı döndürdü? Yaz sıcağında kaçı gölge etti de bize; biz seyre daldık güneşin koynunda gizlediğimiz düşlerimizi.

Kaç sonbaharda kucak dolusu kuru yaprak topladık? Sonbahar koktu ellerimiz, odamız. Kuru yaprağın çatlamış dudakları, kaç dizemi fısıldadı sana süpriz diye gülümseyerek? Ve karşılığında gülüşünü çalarak dudaklarından.

Akça pakça kışlar tükettik. Nefesin yanıbaşımdayken ürpermezdim hiç. Gözümü takvimlere mıhlayıp; mevsimleri,ayları,günleri,saatleri çentik çentik işlemeye başlayalı beri kışlar ayaza kesti.

Bugün 3 Şubat Salı 2009 saat:00:54.

Kaç mevsim geçti; sol yanıma sen düşeli sevdiğim?

Ne ilkbahar, ne yaz, ne sonbahar, ne kış!

Sonbahar kokulu yaprakların arasına gizlenmiş ilkbahar yeşili aklımı çelen. Ona tutunuyorum sevdiğim.


Gözüm yolda beklediğim tek bir mevsim var artık; adı: VUSLAT…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder